Sayfalar

28 Kasım 2010 Pazar

Galatasaray ÇK...



Evet… Galatasaray SK olmuş, Galatasaray (Ç)öp (K)utusu… Nerede işe yaramayan adam, hepsi bizde… Saymaya gerek yok o 11-12 adamı zaten herkes biliyor da bir Ali Turan var ki Allah Fenerbahçe’nin başına vermesin… 23 yaşındayım, kendimi bildiğimden beri Galatasaraylıyım, hiçbir oyuncu için bu ifadeyi kullanmamışımdır ama Ali Turan senin Galatasaray’a imza attığın güne lanet olsun… Lan nasıl bir adamsın yaa, sen nasıl bir topçusun arkadaş… Holosko’yla girdiğin pozisyon varya hani mal gibi penaltı yaptırttığın, ulan 10 saniye öncesinden anladım penaltı olacağını, şerefsizim dalacak bu adama yakalayamaz zaten bu holoskoyu aha geliyo penaltı dedim, yanıltmadın lan beni, tepki bile veremedim o pozisyonda. Ne olacağını biliyorum zaten niye tepki vereyim… Sen varya sen, sen futbolcuysan bak ben Kobe’yi falan rakip olarak görmüyorum kendime o derece diyorum, geçtim yani senin Galatasaray futbolcusu olmanı, sen varya sen sen 2. Amatöre bile fazlasın bak, olum bırak lan sen futbolu falan git, hatta siktir ol git başka bir şeyle uğraş, harbiden bak futbolculuk yapmak zorunda değilsin, mutlaka vardır daha iyi yaptığın bir şey… Hele ki sağ bek olarak.. Aman diyim aman.. Sen araba falan kullanıyorsan eğer, sağ şeridi bile kullanma hacı, hep soldan git…. Sağda büyük tehlikesin harbiden… Galatasaray orta sahasının vazgeçilmezi büyük topçu Ayhan Aga, topu aldığında direkt Neill’e Servet’e oynayacağına bi bak hacı topu aldığında sağa sola belki sağdan soldan kaçan vardır, bi kontratak yakalarız.. Ama ne gerek var dimi forman garanti nasıl olsa aldığını ver geriye, bi de arada top rakipteyken kayarsın yalancıktan… Oww adama bak bee kendini yerden yere atıyo hacı adam mücadele ediyo deriz dimi… Yersek… Klasik, hani “adamın forması bile kirlenmemiş arkadaş” sıfatından oyuncu olmamak için, arada kayarsın forman kirlenir, tamam yırttın.. Şimdi malzemeci düşünsün… Neyse zaten daha 9-10 tane daha şerefsiz hakkında yazardım da herkes yazdı zaten şimdiye kadar.. Hain servetleri, bi bindirme yaparım da gol atarız aman neme lazım Baltaları da unutmadık yani..

Kaç aydır yazmıyodum bişey, Rijkaard gittiğinden beri zaten küsmüşüm futbola, şeyimde de değil açıkçası yenilmişiz yenmişiz, bu sezonu attım çöpe,maçları da izlemiyodum aslında uzun zamandır.. Beşiktaşlı bir arkadaşla uzun zaman sonra buluşma bahanesi oldu bu maç, o yüzden izledim… Bir ali turan gördüm ki bu akşam yazmamak elde değil…

Ama olsun Rijkaard gittiya, her şey düzeldi dimi, her şey güllük gülistanlık,çiçekler böcekler falan… Bu arada yarınki antremanda senden Hagi’ye kafa atmanı bekliyorum Servet, nasıl çıkarır lan senin gibi bi adamı oyundan.. Hadi koçum göreyim seni. “Finish him…”

29 Ağustos 2010 Pazar

Galatasaray'ın futbol politikasızlığı...


Son 3 gündür sadece blog okuyorum,benimse içimden hiçbirşey yazmak gelmedi.Berkan balta'ya atıfta bulunan birkaç şey karalamış oda isyanda tabi.Okuduğum bloglarda,gazetelerde ve televizyonlarda çalışan insanlardan kat kat iyi analizler yapan arkadaşlar olduğunu birkez daha gördüm.Aklı selim düşünebilen insan sayısı oldukça fazla herkesin yolu açık olsun.Perşembe günü kralın çıplak olduğunu gösteren maçın ardından okuduğum iki blogu ayrı bir yere koyuyorum.Üstadlar emeğinize sağlık.

http://kayipzamaninpesinde.blogspot.com/2010/08/galatasaray-nasl-bilirdiniz.html

http://plaseyihanrigibivuruyorum.blogspot.com/2010/08/bir-baska-yalnz-adam.html



Malum rezaletten sonra futbolun ve elbette galatasarayın hayatımı nasıl etkilediğini birkez daha anladım.Uzun bir süre artık futbol konuşmak galatasaray düşünmek istemiyorum.Akıl sağlığım ve sevdiklerim için en iyi karar bu.93 yılında manchester zaferiyle alsancak meydanında attığım turu milad olarak aldığım galatasaray aşkıma (belkide bunun için benim gözümde Galatasaray = avrupa demektir)bir süre ara vermek şuan en iyi karar.Belkide kendimce totem yapıyorum belki ben ilgilenmez takip etmezsem Galatasaray daha iyi olur,aptalca...


Daha fazla uzatmanın alemi yok uzattıkçada batarım zaten...

Galatasaray'ın futbol politikasızlığımı;

Nerden baksan tutarsızlık/Nerden baksan ahmakça.

27 Ağustos 2010 Cuma

Oysa bir umuttu hep gönlü besleyen, dayan yüreğim diyen...






2 transfer gelir, Sabri, Pino ve Kewell iyileşir, Cana takıma iyice alışır, takımdaki kaos biter, herkes bi derin nefes alır, kendine güveni gelir herkesin, Aykut'tan daha iyi bi kaleci de bulduk o da zamanla daha iyi olur, belki bişeyler değişir dedim Aydın o golü atınca ama sen naptın? Bütün hayallerimi BALTAladın..

Tüm suç senin değil elbette belki, zira takım bugün rezalet oynadı, nerdeyse iyi oynayan bi adam bile yoktu ama o dakikada orda o topu taca, kornere, tribünlere bi yere atacaksın, o topa vurdurmayacaksın aga, vurdurmayacaksın.... Hücuma katkın sıfır, savunma da yapamayacaksan bu takımda oynamayacaksın.

Heee, bu arada kapalı ortamlarda sigara içme hakan, cezası var malum...

26 Ağustos 2010 Perşembe

DEMİRCİNİN IT' İ



Şiddetli bir kış döneminde bir dağ kurdu aç kalır, yaşamak ve ayakta durmak için köye iner. Köy halkının kar içinde yiyecek arayan kazlarını görür, bir iki tanesini parçalar karnını doyurur dağa çıkar. Köylü kurttan korunmak için köpek beslemeye başlar.

Kurt bir hafta sonra tekrar köye iner, sabahın alaca karanlığında köyün fırıncısının kapısını açık görür, içeri girer ekmekleri yer karnını doyurur tekrar dağa çıkar. Fırıncı kurttan korunmak için köpek beslemeye başlar.

Kurt onbeş gün sonra köye iner. Koyun kıdıklarının taze olduğunu anlar, takip eder, koyunların dışarıda olduğunu görür, yediğini yer yemediğini parçalar, tekrar dağa çıkar. Köyün Çobanı kurttan korunmak için köpek beslemeye başlar.

Kurt yaşama şansını artırmak için gene köye iner kurdun kokusunu alan köyün bütün köpekleri peşine düşer, kurt başlar kaçmaya….
Geri döner bakar ki kaz sahibi köylünün köpeği en önde koşuyor. Kazlarını yedim haklıdır, yakalarsa beni parçalar diye düşünür daha hızlı kaçmaya başlar.

Bir ara döner bakar ki , kendisine en yakın fırıncının iti var. Ekmeğini almıştım, haklıdır, yakalarsa beni parçalar diye düşünür daha hızlı kaçmaya başlar.

Bir ara döner bakar çobanın iti en önde koşuyor. Koyununu parçalamıştım, haklıdır, yakalarsa beni parçalar diye düşünür daha hızlı kaçmaya başlar.

Döner bakar bütün itler yorulmuş, teker, teker dökülmüş, kovalamaktan vazgeçmişler... Ama O da ne. Demircinin iti kendisine o kadar yaklaşmış ki; bir türlü peşini bırakmıyor. Diğer itler geri döndüğünden demircinin itini tek başıma nasılsa haklarım diye düşünür ama seslenmeden de edemez :

- Ulan it oğlu it! Beni kovalayan itlerin bazıları haklı. Kazlarını, ekmeklerini, koyunlarını yedim. Buna rağmen hepsi peşimi bıraktı. Senin sahibin olan demircinin demirini dişledim dişlerim kırıldı... Sana ne oluyor da peşimi bırakmıyorsun? Demiş ve bir atlayışta it oğlu it'i parçalamış.

FATİH ALTAYLI KOMİKSİN.




Eski futbolcusu,yöneticisi ve daha ne kadar Galatasaraylılık kimliği ile konuşan kişi varsa. Galatasaray'lının Galatasaray'a verdiği zararı başka kimse vermiyor.Yazıklar olsun sana,elinde medya gücü var diye sallıyorsun. bu güç sana böyle ağır,mesnetsiz ithamlarda bulunma hakkı vermez.Sıkıya geldinmi geri vites.Yazık çok yazık.

24 Ağustos 2010 Salı

Bindik bir alâmete gidiyoz Karpaty Lviv'e...




24.08.2010 21:47
Medical Park Sağlık Raporu: 24 Ağustos Salı

Galatasaray Profesyonel Futbol A Takımı’nın Perşembe günü oynayacağı Karpaty Lviv maçı öncesinde sakatlıkları ve tedavisi devam eden futbolcuları ile ilgili bilgiler aşağıda belirtildiği gibidir:

Kasık bölgesindeki zorlanma ve yüklenme nedeniyle terapisi yapılan Harry Kewell dinlenmeye alındı.

Bel ve kasık ağrıları olan Elano Blumer riske edilmemek için dinlenmeye alındı. Elano Blumer’e terapi seansı yapıldı.

Her iki futbolcu da Galatasaray Profesyonel Futbol A Takımı’nın Karpaty Lviv maçı seyahat kadrosuna alınmadı.

http://www.galatasaray.org/futbol/mpsaglikraporu/haber/7700.php


Sayın Helvacı bursaspor maçının ardından mevcut kadromuz rakibi elemek için yeterli demişti.Hayırlı olsun, mevcut kadronun en formda ve hırslı ismi ile berbat ortasahanın tek kreatif ismi olmayacak rövanş maçında.Çok merak ediyorum Yalano blumer nezaman riske edilecek.Artık bu kadar komedi yeter isyanlardayım.

Galatasaray kadar başınıza taş düşşün.



http://www.dailymotion.com/video/xmau2_galatasaraymanchester-united_news

Seviyorum seni her zaman, her şartta ve herşeye rağmen.

22 Ağustos 2010 Pazar

Yakın Plan-1 Vedad Ibisevic-




Vedad Ibisevic
Doğum Tarihi: 1984/08/06
Uyruk: Bosna
Doğum Yeri: Vlasenica (Bosna-Hersek)
Boyut / Ağırlık: 1,88 m / 82 kg
Medeni Hali: Evli
Hobiler: İnternet, müzik, tenis
Önceki kulüpleri: Alemannia Aachen, FC Dijon, Paris St-Germain, Saint Louis Üniversitesi

Willkommen in der Bundesliga



Geçtiğimiz cuma günü itibariyle Bundesliga 2010-11 sezonuna merhaba dedi.Mükemmel bir açılış töreni izledim, dünya kupası açılışı yada avrupa şampiyonası açılış törenlerinden hiçbir farkı yoktu benim gözümde.Açılış maçıda büyük keyif verdi Bayern Münih v Wolfsburg arasında oynanan maç duyduğuma görede 197 ülkede canlı yayınlanmış,müthiş bir olay marka değeri açısından.
Cumartesi izlediğim Hoffenheim v W.Bremen mücadeleside üstad Ömer Üründül yorumları haricinde gayet güzeldi.Hoffenheim forveti Demba Ba'yı çok beğendiğini söyleyen üstad,hangi özelliklerini beğeniyorsunuz sorusuna,bir forvette olması gereken tüm nitelikleri yükledi helal olsun.(Sergen Yalçın nediyorsun : W.Bremen takımı mesut'un gidişinden sonra sıradan bir takım olmuş, aman aman bir futbol oynamıyor sıkıntı var güntekin)Şahsi fikrim Marko Marin'in kısa sürede bu takımın mesut özil'den sonraki yıldızı olacağıdır.Yakın gelecekte marin bundesliga'ya damga vuracak futbolcular sıralamasında 2 numaramdır.Hoffenheim türkiye'deki tüm spor kuluplerini özelikle büyük geçinenlere örnek olması gereken bir kuluptür.Hem tesisleşme yapılanma açısından hemde oyuncu izleme değerleme ve sportif başarı açısından güzel işlere imza atıyorlar.(bkz Peniel Mlapa)Vedad harika başladı sezona takımın lideri olduğunu gösterdi.Tobias Weis ve Sejad Salihovic ortasahada Chinedu Obasi ve Demba Ba hücümda bu sezon iyi performanslar sergiyeceklerini düşünüyorum.Tabi Andreas Beck'ide unutmamak gerekir.Özetle son 2 yıldır hayran olduğum Hoffenheim takımı (totenam takımı gibi oldu :))bu sezon bundesliga'da fovori takımımdır.

FCB - WOB 2:1
HOF - BRE 4:1
HSV - S04 2:1

21 Ağustos 2010 Cumartesi

BUNDESLİGA & LA LİGA YETER BANA














Bu sene lig tv almıyorum,premier lig zaten digiturk grubunda son 2 yıldır izleyemiyorum,seri-a izlediğimde uykum geliyor bir türlü maçın sonunu getiremiyorum, geriye laliga ve bundesliga kalıyor.

16 Ağustos 2010 Pazartesi

nontvspor


Ntvspor son günlerde Galatasarayımızla ismi anılan 'Zvjezdan Misimovic''in menajeri ile telefon görüşmesi yapıyor,görüşmeyi yapan Özgür Buzbaş.Lİg tv'den ayrılıp ntvspor'a geçen dilara gönder'de bizzat misimoviç'le görüştüğünü söyledi canlı yayında.Geçtiğimiz haftada Özgür Buzbaş rosicky'nin menajeri ile görüşme yaptığını ve transferin gerçekleşmeyeceğini söylemişti.Buraya kadar herşey normal gibi görünüyor ama peki neden?Güntekin neden Guti'nin menajerine canlı bağlanmadınız transferi aylar sürdü?Ersin neden Niang'a türkiye hakkında sorular sormadınız?türkiyede tanıdığı futbolcuları, istanbulu?Anlamıyorum ntvspor neden çomak sokuyorsun transfere,ortalığı bulandırıyorsun.Bendemi paranoya oldu bilmiyorum ama son dönemde acayip illet oluyorum.

MK

15 Ağustos 2010 Pazar

FUTBOLLİCA: Hırçın Rijkaard!

FUTBOLLİCA: Hırçın Rijkaard!: "Frank Rijkaard'ı geçtiğimiz sezon Haziran ayında tanıdım.Kulüp idarecleriyle iyi bir takım kurmak ve ne yapmaları gerektiğini planlamak i..."

YÖNETİME İTHAF EDİLMİŞTİR

Dün gece maçtan sonra berkanla konuşmuştuk,malum herşey tahmin ettiğimiz gibi gelişince insan daha da kahroluyor.Kaleci defans,orta saha derken yönetim ve transfer politikasızlığı ile sürdü muhabbet.Ama finalı üstâdın şu sahnesi ile yaptık.Çok güldük bu yaşadığımız sürece çok uygun bulduk,buyrun...

Gel bana bilmediğim birşeyler söyle.

Hiç maçın analizini yapmak gibi bir niyetim yok,o oynasaymış bu çıkmasaymış vs vs vs... Değişen birşey yok galatasaray'da bunu görmek için kâhin ahtapot paul olmaya gerekte yok. Sokaktaki çocukta biliyor galatasaray'ın sorunlarını, yönetimde.Fakat bekliyor, beklesinler bakalım. 2.başkan transfer için dünya kupasının bitmesini bekliyoruz demişti, çok merak ediyorum zihninde hangi dünya kupası vardı. Velhasıl,uzatmaya gerek yok aşağıdaki sözler herşeyi anlatıyor.

Yeter
Bilmedigim bir şey söyle bana
Mutluluğu anlat mesela
Bilmedigim bir şey söyle
O çok duyduğum yalanlar olmasın
Bilmedigim bir şarkı söyle bana
Sözlerinde ayrılık olmasın

Yeter bu dünya’nın cefası derdi
Yeter boş yere kaç bahar tükendi
Yıllarca kendimi kahrettiğim yetti
Gel bana Bilmedigim bir şeyler söyle
Yıllarca dinlediğim aynı masallar yetti
Gel bana Bilmedigim bir şeyler söyle

Bilmedigim bir şey söyle bana

Gülmeyi anlat mesela
Bilmedigim bir şey söyle
Ezbere bildiğim dertler olmasın
Bilmedigim bir şarkı söyle
Gözlerimde hüzün bırakmasın.

13 Ağustos 2010 Cuma

Herşey güzel olacak,peki ne zaman?


Maskemi taktım
Sürdüm boyalarımı
Giyindim en süslü yalanlarımı
Bir yüzüm gülerken, gizlenir öbür yüzüm
Kimse duymasın içimden ağladığımı

Aslında hayat zor değil
Mutsuzluk diye birşey yok, yalan
Herşey güzel olacak, herşey güzel olacak
Ne zaman, ne zaman?

2 Ağustos 2010 Pazartesi

Murat Kosova gitti; Sergen, Rıdvan NBA anlatsın!!!



Bugün forumda arkadaşlarla Murat Kosova'nın gidişinden sonra Ntv'de Nba maçlarını kimlerin anlatacağı konusu açılınca güzel bir muhabbet döndü, herkes kendince olası replikleri yazdı, ben de kendimce yazdım burada da yayınlayalım... Yakında Ntv'de ana haber bültenini bile Güntekin, Rıdvan, Sergen üçlüsünün sunmasından korkan birisi olarak, Nba'e de bu üçlüyle çözüm bulacaklarını düşünüyorum...

Sergen: "Yani Güntekin şimdi Lakers takımına baktığın zaman öyle aman aman bi oyuncusu yok, Kobe Kobe diyorlar ama abartı yani, Lakers gibi takımların daha iyi oyuncularının olması lazım, Kobe gayet düz bi oyuncu yani, en fazla üçlük atar, ne biliyim şöyle bi 7834738 derece havada dönüp sonra bi mum duruşu yapıp potanın arkasından bi smaç falan basamaz yani..." "Miami takımına baktığın zaman çok büyük sıkıntılar var Güntekin"



Rıdvan: "Boston takımının oyuncuları 2-2-1 için daha uygun aslında ama maç deplasmanda olunca, 1 puan da Boston için iyi olunca naptı Boston'un hocası, orta sahayı kalabalık tuttu, 1-3-1 oynadı bugün"

Rıdvan: "Bugün maçtan önce Phil Jackson'la Stan Van Gundy'ye "Gelin bu maçı oynamayın maçı 98-98 berabere sayalım" deseler, ikisi de kabul ederdi"

Ama en bombası bu olurdu bence:
Güntekin: "Evet hocam Steve Nash için ne diyorsunuz"
Rıdvan: "Ben sana Nash gibi 80 tane bulurum Türkiye'de Güntekin"

Rıdvan: "Şimdi Carlos boozer atıyo, zıplıyo oynuyo yani" (Orta saha oyuncuları için sürekli kullandığı "alıyo, veriyo, oynuyo" klişesi vardır)

Rıdvan: "Bu Doc Riversla yardımcısı Amerika'yı, Nba'i tanımıyorlar henüz Güntekin, şimdi bi Sacremento deplasmanına iki kısa forvetle çıkarsan, sağlam bi 4 numaran da olmazsa seni perişan ederler güntekin"

Daha nice replikler türetilebilir....

Not:Murat Kosova'nın Ntv bünyesinden ayrılmasına çok sevindim. Çünkü artık kesinlikle taraflı yayıncılık yapan ve kalitesi yerlerde sürünmekte olan Ntv'ye fazla gelen bir isimdi. Ntv'den, Kenan Onuk döneminin son temsilcisi de ayrıldı. Sergen'le, Rıdvan'la takılırlar artık. Ama Ntv'ye benden nacizane bir uyarı; "SIKINTI VAR NTV"

1 Ağustos 2010 Pazar

FRANK' A VE HAYATA DAİR...


"BENİM İÇİN SKOR DEĞİL FUTBOL ÖNEMLİ"
Galatasaray Teknik Direktörü Frank Rijkaard, futbol anlayışıyla ilgili olarak, kendisi için göze hoş gelen oyunun daha önemli olduğunu söyledi.

Hollandalı çalıştırıcı kariyeri boyunca güzel futbol için çalıştığını dile getirirken, ''Benim için önemli olan güzel futbol oynamak. Futbolculuk ve teknik direktörlük kariyerim boyunca sürekli olarak bunun için çalıştım. Futbolun halk için oynandığını düşündüm. Türkiye'de ise sonuç almak, insanlara her zaman daha çekici geliyor. Burada netice öne çıkıyor, oynadığınız futbol değil. Ancak iyi futbol oynarsanız, o anlayışın devamı gelir. Bu gelecek için bir yatırımdır. Teminattır bir anlamda. Bugün rakip ağlara gitmeyen top, ilerleyen zamanda sizi istediğiniz sonuca ulaştırabilir. Önemli olan futbola bakış açısı ve mentalite'' diye konuştu.

Sen gittiğnde kıymete bineceksin frank,şimdilerde sana sıkca sallayanlar sen gittiğinde metiyeler düzecekler arkandan.İşte böyle bu ülke burası böyleyiz biz sonuç odaklı başka hiçbir şey tatmin etmiyor bizi,sadece futbolda değil ki hayata dair olan ner varsa böyleyiz mesela %70'imiz erken boşalıyor.Biz herşeyde milliyetçilik duygusunu önplana çıkararız frank,milli takım formaları neden turkuaz diye bir astsubay mahkemeye verir federasyonu,bizim için tüm maçlar kader maçıdır,telafisi olmayan... Fenerbahçe galatasaray derbileri dünya derbisidir bize göre.Potansiyellerimizle gurur duyarız biz netice alamadığımızda da yerin dibine sokarız,Biz türküz frank,birbirimizden hem nefret eder hem severiz,ve kahretsinki her iki duyguyu da en uçlarında yaşarız.Bu sana yapılan ilk değil frank sonda olmayacak,sen yabancı olduğun içinde değil hani nice değerlerini harcadı bu ülke harcıyor.Biz alıştık frank,alıştırdılar sorgulamadan yaşamaya,içi boş nesiller olduk son 20 yılda,kal geliyor artık bize.Neyse dağılmaya başladım,sen bize fazlasın frank hemde çok fazlasın en iyisimi sen git daha fazla kendini sevdirmeden...

MK

30 Temmuz 2010 Cuma

Aynı tas, aynı hamam...


Aslında hiç yazasım gelmiyor böyle sonuçlardan sonra, böyle bir küskünlük mü desem, kırgınlık mı desem hadi biraz da hayal kırıklığı ekleyelim, işte hepsinin karışımı bir şey oluyor, ne bir spor haberine bakasım ne okuyasım gelmiyor işte… Ama kısa bir özet geçelim yine de… Bu arada şimdiden kusura bakmayın, böyle sonuçlardan sonra öyle garip hissediyorum ki yazarken de cümlelere de pek dikkat etmiyorum. Şimdiden özür diliyorum bozuk ifadelerden dolayı vs…

Değişmesi gereken ama değişmeyen bir sürü şey var yine geçen sezondan, zaten hepimiz de gördük… En başta değişmesi gereken orta üçlü hala aynı, al Arda şu topu kurtar bizi mantığı, 2 metre ilerisine pas atamayan bir adet Barış Özbek. (Barış varken Sarp ve Ayhan’ı eleştirmeye vicdanım el vermiyor ki dakika 70e kadar takımın Arda’dan sonra en iyi ismiydi bence Ayhan). Hala yan topa çıkma özürlüsü bir kaleci (kaleci mi kaleci ne arar la bizde-Aykut’a ithafen- Çünkü ben şahsen Ufuk’a çok güveniyorum, Frank’ı 2 senedir eleştirebileceğim tek nokta Ufuk varken hala Aykut’a kaleyi vermesi). Zaten bu adam benim için Steaua Bükreş maçında bitmişti. Maçı izlerken Mehmet abimle birbirimize maç 2-0 olunca şimdi yeriz biz bi tane dememiz ve saolsun takımın da bizi mahçup etmemesi hatta 2 tane yemesi. Yenilen gollerden sonra Ali Samiyen’deki suskunluk, takımın ve seyircinin moral motivasyonunun sıfıra düşmesi (Hadi 2-2 olunca anlarım da 2-1ken bari taraftar takımı kendine getirsin, stadı cenaze evine döndürmenin anlamı yok). Sürekli sakat bir Milan Baros ve bunu bilmemize rağmen hala Baros dışında sadece bir forvetimizin olması (Allah Battalı korusun). Madem bu konuya girdik yine kampa yetişecek dendiği halde kampa yetişmeyen transferleri de ekleyeyim bu listeye maçtan bağımsız olarak. Daha ufak ayrıntılara girsem uzar gider bu liste…
Gözüme çarpan bir olumlu gelişmeyi de yazayım bari, hiç mi olumlu bir şey olmadı dün akşam demeyelim. Çünkü Frank Rijkaard’ın en çok önem verdiği konulardan birisi… Uzun top oynamamak, özellikle defans ve kalecinin topu uzun vurmaması. Dün başta Servet olmak üzere bütün oyuncular bu konuda azami gayret gösterdi ve hep kısa ve mümkün olduğunca kısa ve tek pas oynamaya çalıştılar. Frank bir senesine mâl olsa da en sonunda öğretti bir şeyler türk topçusuna. Öğrenmeme konusunda inatçı öğrenciler vardırya hani ilkokulda ama öğretmenler zorla öğretirler bir şeyleri, kaldırırlar tahtaya gerekirse iki saat uğraşırlar o çocukla ama öğretirler en sonunda bir konuyu, bir işlemi vs. , aynen o misal… Hemen kaba bir hesap yaparsak, Frank 10-15 sene kalırsa bu takımda belki total futbola falan yaklaşırız biraz…

Son olarak ne yapın edin bu turu geçin orada ey futbolcular, ligi o kadar önemsemem ama Avrupasız bir sezona tahammülüm yok…

BY.

Unutulanlar dışında, yeni birşey yok galatasaray'da...


Ben girişi yapayım,berkan gün içinde özetler mevcut durumu...

MK

27 Temmuz 2010 Salı

Transfer çıkmazı,alternatif pazarı.


Galatasaray dışında transfer listesinde alternatif bolluğu olan bir takım varmıdır çok merak ediyorum.Vay arkadaş,ne alternatifli bir listeymiş bir türlü asıl olanı bulamadık.Bu ne küçük düşürücü bir durumdur böyle.Oturursun teknik ekibinle gidecek olan futbolcular belirlenir,gönderirsin;hocanın takımda görmek istediği oyuncu listesi ile görüşür basarsın parayı alırsın.Bu kadar acizleşmenin gereği yok kimse kusura bakmasın.Aman efendim 10 taksite böldük,3 ayda taksit erteletebiliyoruz,100 tl'de bonus kazandık...Yazık gerçekten yazık.Kendi adıma yıldız diye nitelendirilen futbolcu transferi beklentim yok. Fakat, transfer edilecek futbolcu sezon sonu belirlenmez,tüm sezon boyunca izler,değerlendirir, şartları uygun hale getirir ve sezon sonu bu işi bitirirsin,bu böyledir.Kulup pek çok konuda atılım yaparken bazı konularda da geriye gidiyor.Mehmet Helvacı demecini hatırlıyorum dünya kupası bitmeden;Transfer için dünya kupasının bitmesini bekliyoruz.(Başkan hangi kupadan bahsetti acaba)
Haldun abi'de bugün itibariyle yok artık,yönetim içinde kriz iyice ayyuka çıktı,şimdi başkanın krizi nasıl yöneteceğini göreceğiz.

Umarım hep birlikte güzel günler görürüz.

MK

Jo Cole & Steven Gerrard



Aynı durum Serdar özkan için Arda turan'a yapılsaydı ne olurdu acaba?

Bizim paşazade sakatlanmış yine...şaşırmadım tabi


27.07.2010 14:50
Ülker İdman Raporu: 27 Temmuz 2010 Salı

Galatasaray, Avrupa Ligi 3. Ön Eleme Turu’nda OFK Belgrad ile Perşembe akşamı oynayacağı maçın hazırlıklarına bu sabah Florya Metin Oktay Tesisleri’nde yapılan antrenmanla devam etti.

Teknik ekibimiz Frank Rijkaard, Johan Neeskens, Nezih Ali Boloğlu, Albert Roca Pujol ve Carlos Cuadrat yönetiminde, futbolcularımız saat 10.00’da günün tek antrenmanı için Jupp Derwall Sahası'nda toplandı.

Futbolculara antrenman boyunca taktik çalışmalar uygulandı.Antrenmanın son bölümünde çift kale maç oynandı. Sabah idmanı yaklaşık bir buçuk saat sürdü.

Milan Baros takımdan ayrı düz koşularına devam etti. Aydın Yılmaz’ın tedavisi ise sürdürülüyor.

24 Temmuz 2010 Cumartesi

Mehmet, Topalinho olur mu?



Galatasaray’ımıza geldiği günü daha dün gibi hatırlıyorum Çanakkale Dardanelspor’dan… Japon harikası(!) Inamoto’yla aynı gün imzayı atmıştı. Ç.Dardanel’den gelmiş olması nedeniyle kendisine her zaman için ayrı bir sempatim olmuştur ki Dardanel’den gelen oyunculara her zaman ayrı bir desteğim olmuştur kendimce. Gelen her oyuncu hakkında da iyi kötü bilgim vardır.Topal da onlardan biriydi, iyi işler yapacağını düşünmüştüm ki yaptı da bence, her ne kadar bir kesime kendini hiçbir zaman beğendiremesede… Gelmiş olduğu ilk sezon kendisinden beklentilerin çok da yüksek olmaması nedeniyle olsa gerek bu çocukta muhteşem bir potansiyel var, şöyle iyi topçu olur böyle iyi topçu olur yorumları yapıldı ki bence oldu da, malum Valencia gibi bir takım da bir adamı durduk yere almaz, ama bu övgüleri yapanlar gün geçtikçe beğenmez oldular Topal’ı… Nedenini anlayamadım ama bunu Xaviniesta’nın futbola getirmiş olduğu insanüstü stilden kaynaklandığını düşünüyorum… Tabi bütün ligleri artık rahat rahat izleyebiliyoruz, millet de her sağ bekin maicon, sergio ramos; her orta saha oyuncunun da Xavi, Iniesta; her forvetin de David Villa gibi oynamasını bekliyor… Neyse yine de Cevat Hoca’yla gelen şampiyonlukta katkısı yadsınamaz, herkes en azından o şampiyonluktaki hakkını verir heralde….

Ben Topal açısından çok sevindim bu transfere. İlk tepkim de git koçum David Villa’yla, Silva’yla oyna olmuştu. Villa Barca’ya, Silva M.City’ye transfer oldu ama olsun önemli değil. Her işte bir hayır vardı deyip olaya Mehmet Topal açısında o şekilde bakarsak, geçen sene, saydığım adamlarla her maçını (Barca, Real maçları hariç tabiki belki biraz da Sevilla) kazanmak zorunda olan bir Valencia’dan; Deportivo, Villareal gibi deplasmanlarda beraberliği iyi bir sonuç olarak gören Valencia’ya dönüşüm, dolayısıyla daha kontrollü bir oyun anlayışı Topal’ın kendisini daha iyi göstermesini, daha çok göze batmasını sağlayabilir. Neticede alan kapatma ve top kapma özellikleri, kendisini eleştirenler tarafından bile beğenilen özellikleri. Camp Nou’ya, Barnebau’ya ayak basacak olması, Xavi’ye karşı oynayabilecek olması bile onun açısından bu transferi haklı kılmak için yeterli bir nedendir.

Şuna değinmedem geçemeyeceğim Topal’a pas atamıyor diyenleri hiçbir zaman anlayamadım, maçları nasıl izliyorsunuz bilmiyorum. Uzun pas konusunda bence Türkiye’nin en iyi oyuncusuydu. Kendi yarı alanının ortalarından ve orta yuvarlağın oralardan sağ ve sol açıklara(winger diye tabir edilen) attığı pasları nasıl görmezsiniz. Tamam topu ortadan dikine ileri taşıma konusunda eksikleri vardı, bazen yavaş kalırdı, topu 2,3 kere dürtmeden bazen pas atmaması gibi eksikleri vardı ama pas isabeti konusunda haksızlık etmemeliydiniz… Şimdi adamın bu pas özelliğini eleştirenler muhtemelen o pasları Valencia’da attığını görünce “Vayy bee adam kendini ne geliştirdi” yorumlarını yapacaklar ama hayır o adam oraya gidince Topalinho olmadı, kendini geliştirmedi, o pasları burada da atıyordu zaten. Hem nasıl olacak o iş, gider gitmez İspanya oksijenini solur solumaz mutasyona mı uğrayacak adam? Kendisini geliştirecek elbet ama o gelişim, topu oyuna daha hızlı sokma, daha hızlı düşünme ve topu ileri taşıma, ulaştırabilme, kısaca hücuma daha fazla katkı yapma konularında olur… Hee bir de muhtemelen antrenmanlar sırasında şutlarını gören hocası ve arkadaşları onun maç sırasında daha çok şut atması konusunda teşvik edeceklerdir. Hasan Şaş’ın, Necati’nin, Ayhan’ın olduğu takımda insan Juninho olsa şut atmaya korkar. Ben 20 yaşında Galatasaray’da Hasan Şaş’la oynasam aldığım bütün topları ona atardım muhtemelen korkudan. Sabri gibi altyapıdan gelmeyince tabi onun kadar rahat da olamazsın, önüne gelene vuramazsın, her frikiğin başına geçemezsin…

Malatya Belediyespor’dan Çanakkale Dardanelspor’a geldiği zaman, 1 hafta sonra arkadaşlarına terminalin yerini soran ve memleketine dönmek üzereyken arkadaşları tarafından geri döndürülen bir adam Mehmet Topal… Her ne kadar o zaman 16 yaşında bir “yeni yetme” olsa da, gurbete dayanamayıp memleketine dönmeyi düşünen birinden, kaç senedir hedefim Avrupa’da oynamak, Premier Lig’de oynamazsam gözüm açık gider diyen, her türlü riski alarak dünyanın en iyi liginin(bence), en iyi 3. takımına transfer olan birisine dönüşmek, bu düşünce evrimini gerçekleştirmek her türlü takdiri hak ediyor diye düşünüyorum… Başarılar Mehmet Topal….

BY.

22 Temmuz 2010 Perşembe

% 100 2 100lüler…



Evet sayın hocam, sayın Sergen Yalçın, sayın bilmem kim Real Madrid 17 yaşında Iker Casillas’a teslim etti kaleyi biz niye yapamıyoruz, biz niye alttan oyuncu çıkartamıyoruz, niye güvenmiyoruz genç oyuncularımıza bıdı bıdısını yaparsın yeri gelince sayın her şeyi bilen Güntekin abimiz… Iker Casillas örneğini de özellikle sık sık verirsin, sen de, Ntv’de çalışan herkes de verir bu örneği. İşte İspanyollar şöyle, adamlar böyle, bu yüzden ileriler hocam adamlar alttan yetiştiriyor dersin de dersin. Futboldan anlıyorsun tabi, Avrupa futbolunu takip ediyorsun. Peki sonra ne dersin? Evet Rıdvan hocam Ufuk Galatasaray kalesini koruyabilecek kapasitede mi? Sonra dersin ki muhtemelen Galatasaray bir de kaleci falan alacak. Hayır ulan almayacağız kaleci falan, Ufuk koruyacak kaleyi, var mı itirazın? Real Madrid alamıyor muydu bir kaleci zamanında, parası mı yoktu? 17 yaşında adama kaleyi teslim ederken o adamın çok mu tecrübesi vardı, yoksa ilk maçında 76343 tane gol mü kurtardı Casillas… İstese en kralını alırdı kaleye Madrid tabiki ama almadı işte, o adam da 18 yaşında İspanya kalesini korumaya başladı, o adam Iker Casillas oldu işte… Ayrıca Victor Valdez’in ilk sezonunu da hatırlatırım sana, o da dünyanın en iyi takımının kalesini koruyor şu anda… Dün Ufuk hatalı bir gol de yemedi, ne demek hocam Ufuk yeterli mi, Galatasaray bir kaleci daha alacak… Eee Real’i övüyosun, diyosun ki hocam adamlar güveniyor, biz de güveniyoruz işte Ufuk’a verdik kaleyi, geliştirecek kendisini, koruyacak kalemizi.. Niye sallıyosun şimdi çocuğa.. İki tane kendi ülkelerinin en büyük takımları, ikisi de kalelerini iki genç insana teslim ediyor, fakat yapılan yorumlar farklı… İki yüzlüsünüz olum işte alayınız aynı, demekki o koltuğa oturunca o dakikaları doldurmak için her önünüze sallayacaksınız, değişmeyeceksiniz… Ama sokağa çıksan sorsan; Rıdvan, Güntekin bu ülkede futboldan en iyi anlayan adamlar dimi.. Af edersiniz ama bi boktan anlamıyosunuz… Rıdvan bir de diyor ki son dakikada Cumhur diye bi çocuk sokuyo oyuna Rijkaard bu çocuk oynayacak mı sanki bir daha.. Oynayamaz tabi o çocuk bir daha, sizin gibiler yüzünden Ne Cumhurlar oynayabilir ne de Ufuklar, 3 büyükler diye tabir ettiğimiz takımlarda… 2 maç üstüste oynatsa Cumhur’u, başlarsınız bu adam Galatasaray’da oynayabilecek kapasitede mi diye konuşmaya…



“Güntekin ben sana 60 tane Lorik Cana” bulurum… Güntekin ben de sana 600000 tane Rıdvan Dilmen bulurum hem öyle senelik bilmem kaç milyon dolar vermenize de gerek yok… Yok efendim düz oyuncuymuş, yok efendim Mustafa Sarp ondan daha iyimiş, ulan bi dur bee bi durun sizde insaf, vicdan yok mu be kardeşim adam geleli 2 gün olmuş 45 dakikada nasıl verdin notunu adamın, sana söyleyecek bir şey bulamıyorum(yoksa küfür edecem şimdi), harbiden şeytan gibi adamsın… Bi de arkasından diyosun ki yine de biraz bekleyelim bla bla bla.. Hani yarın öbür gün pişman olacak olursa bu yorumlarından ötürü, açık kapı da bırakıyor bey efendi, dönebilir yani söylediklerinden… Şeytanya tabi o akıllı herkes salak… Sen söyleyeceğini söyledin Rıdvan ilerde kıvırma tamam mı bu adam hakkında konuşurken.. Hee bu arada haklı da çıkabilirsin, istediğimizi alamayabiliriz Cana’dan, ama 45 dakikada adamı yargılayıp, analiz etmenin “aptallık”tan başka bir şey olmadığı gerçeğini değiştirmeyecek bu… Bu arada biz adamı iki yönlü orta saha oyuncusu diye almadık zaten, Mehmet Topal’ın yerine tipik bir ön libero olarak aldık, onu da hatırlatayım sana…

“Hocam flemenkçe bilmiyorum ama Hollandalı gazetecinin sorusuna şöyle bir cevap verdi Frank Rijkaard: Kewell, Baros, Neill dedi, heralde bu oyuncular elimde yoktu dedi ama Elano’yu saymadı, Elano sayılmaz mı hocam?” Mr. Şeytan da cevap veriyor: “Sayılmaz mı Güntekin, Brezilya milli takımının oyuncusu, önce o sayılır…” Uvvv, çaaaattt,paaattt, küüütttt, ulan laflara bak beee, ne laf soktular Frank’a, adamlar anlıyor arkadaş toptan yaa.. Ulan geçen sene siz sallamadınız mı Elano’ya bütün sezon bu adam topçu değil vs vs… En çok eleştirdiğiniz adamdı bu adam… Ne oldu şimdi.. Ama olsun Frank’a sallamak olsun da her şeyi kullanırsınız dimi siz, tükürdüğünüzü de yalarsınız gerekirse, no problemo… Afferin size…

Rıdvan şimdi diyorsun ki Aykut Hoca’nın tartışılması anlamsız, en iyi seçim vs… Umarım 3-5 hafta sonra eski arkadaşını satmazsın da bir ilki gerçekleştirirsin kendi adına… Aykut’un tökezlediği dönemlerde umarım başka bir günah keçisi çıkar karşına…



Son bir söz Burcu Esmersoy’a… Kaç senedir ekran karşısındasın, hala iki kelimeyi yan yana getirip doğru düzgün bir cümle kurup haber sunamıyorsun. Haber sunarken anlamsız anlamsız gülmeler mi dersin, ciddiyetsizlik mi dersin hepsi had safhada… Önce bunları düzelt, ondan sonra yorum yapmaya kalk tamam mı? Bi de yorum yapmadan önce o haber hakkında her şeyi bilmek lazım tabi… O yüzden dünkü maçtan sonra Galatasaraylı futbolcularla taraftar arasındaki sürtüşmede Arda Turan’ı görüntülerde görüp, Arda kendini fiziksel olarak hazırlamış yeni sezona ama psikolojik olarak hazırlayamamış bla bla bla demek sana düşmez. Zira olayın iç yüzünü bilmeden, Arda’nın takım kaptanı olduğunu unutarak (olaylara müdahale etme gereği duymuş olabilir haklı olarak) dün gece yapmış olduğun yorumlar “boş konuşmuş olmaktan” ileri gitmez…

BY.

21 Temmuz 2010 Çarşamba

Ne dostluğu lan!!!

Rıdvan Dilmen'e; Sana adam diyorlar ya hani; bence sana adamlığı balyozla çaksan girmez...

Yönetim'e ; Bu maç için ne kadar para aldınız bilmiyorum ama yazıklar olsun. Hala anlayamadınız bunlarla dost olunamayacağını. Bilica ve saz arkadaşları... Maç yayını baştan aşağı taraflı, yayıncı kuruluş kim doğan tv ; ulan ercan saatçi orospu çocuğuyla bile röpörtaj yaptılar siz ne yapıyorsunuz yaa,taraftarın sabrını mı ölçüyorsunuz? Bu zamana kadar koşulsuz gönülden destekliyordum adnan polat başkanı ama bugunden itibaren taraftar olarak sorgulamaya başlayacağım.

Rijkaard'a ; Hocam sana ne lafım olabilirki, belliki götünle gülüyorsun olan bitene fakat anlamakta zorluk çektiğim bir konu 4-3-3 diyoruz iyi güzelde bu nasıl 4-3-3 herkes top Arda'ya gelsin nasılsa o birşeyler yapar modunda...

Dahada söyeleyecek lafım yok çok gerildim altı üstü hazırlık maçı sokayım böyle hazırlık maçına...
MK.

19 Temmuz 2010 Pazartesi

Tekrar hoşgeldin Adamım...


Yengeyle çocukları da getirsen be hacı,biz çok sevdik seni hiç gitme kal bu ülkede senden öğreneceğimiz daha çok şey var...

13 Temmuz 2010 Salı

Aydın Yılmaz...


Sana verilen emek,değer,şans,ayrıcalıklar yakın geçmişte hiçbir genç futbolcuya verilmedi.Şimdi görüyorum ki bir şans daha verilmiş sana dönmüşssün takıma sezon öncesi kamptasın...Dünya sana güzel.

Hani bu sene formanın hakkını veren futbolcular görecektik takımda?

MK.

30 Haziran 2010 Çarşamba

Pardon, konuşmayanınız kaldı mı?


Rijkaard sezonu tamamlayamaz"

Futbolculuğu döneminde Galatasaray'ın kalesini koruyan Eser Özaltındere, Radyospor'da Özgür Sancar'la Haber Özel Programı'nda yaptığı açıklamada, Rijkaard'ın sarı kırmızılı takımı başarıya taşıyamayacağını savundu ve Hollandalı teknik adamın sezonu tamamlayamayacağını söyledi.

"TÜRKİYE'DE BAŞARILI OLABİLECEK BİR TEKNİK DİREKTÖR DEĞİL"

Galatasaray'ın, Rijkaard yönetiminde geçen sezon başarısız olduğunu dile getiren Eser Özaltındere, “Rijkaard'ın antrenörlük özelliklerine baktığımızda takımı başarıya götüreceğini sanmıyorum. Son derece iyi bir insan olabilir, çok demokrat olabilir, demokratik bir yönetim tarzı izleyebilir; ancak bunlar hiçbir zaman başarının anahtarı değil. Türkiye'nin koşulları çok farklı. Gelecek sezon Rijkaard için son olabilir. Belki sezonu bile tamamlayamayabilir” dedi.

"KENDİSİ DE BURADA MUTLU DEĞİL"

Rijkaard'ın Türkiye'de başarılı olabilecek bir teknik direktör olmadığı görüşünü ileri süren Özaltındere, Hollandalı teknik adamın burada mutlu olmadığını belirterek, “Türkiye'nin koşullarına uygun bir teknik direktör değil. Ayrıca futbolcularla gerekli iletişimi kuramıyor. Zaten ortaya çıkan haberler de bunu ortaya koyuyor. Bununla birlikte Rijkaard'ın da burada bulunmaktan mutlu olduğunu sanmıyorum. Antrenörlük konsepti, Türk insanın beklediği başarıyı sağlayabilecek ölçülere sahip değil” şeklinde konuştu.

Kaynak: Radyospor

13 Haziran 2010 Pazar

Yeter artık allah belanızı versin!!!


Zorunlu Açıklama: Hürriyet Gazetesi

13 Haziran 2010 Pazar tarihli bugünkü Hürriyet Gazetesi'nin kapak sayfasının manşetinde "AS Plakalı cipe Maymun Fıkralı Cevap" başlığı altında Şükrü Kızılot imzası ile yayınlanan yazıda yer alan hakkımdaki diyalogların tamamı bir senaryodan ibarettir.

Ne benim ne de kız arkadaşım Sinem Kobal'ın AS plakalı bir cipi olmadıgı gibi, herhangi bir kişiye de bu konuda yapılmış yorumum yoktur. Var olmayan bir cipe, var olmayan diyaloglar yaratıp hayal ürünü yazılarla haftasonu gazeteciliğini mesnetsiz öykülere dayandırmanın; yazının içeriğinde yer alan fıkradan da komik olduğu ve Hürriyet gibi bir markayla uyuşmadığı kanaatindeyim.

Ayrıca bir süredir Hürriyet Gazetesi'nde benimle ilgili yer alan bu ve benzeri yalan haberleri şaşkınlıkla karşılıyorum.

Arda Turan
Galatasaray Profesyonel Futbol A Takımı Kaptanı

8 Haziran 2010 Salı

Yabancı transfer açılımı,


Galatasaray'ın son 8 yıldaki yabancı oyuncu transferleri;

2009-2010
Yabancılar: Leo Franco(Arjantin), Abdul Kader Keita(Fil dişi) , Elano Blumer(Brezilya), Lucas Neill(Avustralya), Jo(Brezilya), Giovani dos Santos(Meksika)


2008-2009
Yabancılar: Morgan de Sanctis(İtalya), Harry Kewell(Avustralya), Milan Baros(Çek cumhuriyeti), Fernando Meira(Portekiz)


2007-2008
Yabancılar: Cassio Lincoln(Brezilya), Tobias Linderoth(İsveç), Shabani Nonda(Kongo), Ahmet Barusso(Gana), İsmael Bouzid(Cezahir)


2006-2007
Yabancılar: Junichi Inamoto(Japonya), Marcelo Carrusca(Arjantin)

2005-2006
Yabancılar: Marek Heinz(Çek cumhuriyeti), Sasa Ilic(Sırbistan)


2004-2005
Yabancılar: Flavio Conceicao(Brezilya), Alioum Saidou(Kamerun), Stjepan Tomas(Hırvatistan), Richard Kingston(Gana), Franck Ribery(Fransa), Rigobert Song(Kamerun)


2003-2004
Yabancılar: Frank de Boer(Hollanda), Ovidiu Petre(Romanya), Gabriel Tamas(Romanya), Florin Bratu(Romanya), Cesar Prates(Brezilya)


2002-2003
Yabancılar: Klodian Duro(Arnavutluk), Haim Revivo, Jorge Felipe(Brezilya), Ali Lukunku(Kongo), Christian Correa(Brezilya), Sergio Almaguer(Meksika), Muhammed Adama Sarr(Senegal), Abel Xavier(Portekiz).

Aklıma geldi,hafızalarımızı yoklayalım istedim.Son 8 yılı aldım çünkü Lucescu'nun ayrıldığı sezon filminde koptuğu sezondur.2008-2009 sezonuna kadar olan süreç tamamıyla fiyasko ile sonuçlanmıştır.Son iki yıldır tabloda durum daha iyimser başarı oranı yarıyarıya diyebiliriz.Umarım bu sezon başarı oranı dahada yükselir.

Alıştığımız başarılara tekrar kavuşmak dileği ile.
M.Ş'nun dediği gibi Sarı Kırmızı sevgi ve saygılarımla...

MK

3 Haziran 2010 Perşembe

liverpool yönetimine ithafen..



Gözlerim gözünde aşkı seçmiyor
Onlardan kalbime sevda geçmiyor
Ben yordum ruhumu biraz da sen yor
Çünkü bence şimdi herkes gibisin

Yolunu beklerken daha dün gece
Kaçıyorum bugün senden gizlice
Kalbime baktım da işte iyice
Anladım ki sen de herkes gibisin

Büsbütün unuttum seni eminim
Maziye karıştı şimdi yeminim
Kalbimde senin için yok bile kinim
Bence sen de şimdi herkes gibisin.

Hoşçakal Rafa...

MK

29 Mayıs 2010 Cumartesi

Rıdvan Dilmen,yeteeerrrrrr!!!


Umarım 2012 eleme maçlarında Rıdvan Dilmen ve muadillerine yayın esnasında yorum yaptırmazlar.Yorum yapmanında bir adabı vardır yahu,maçı anlatan spikerden daha çok konuşulurmu.Bir dakika sus be arkadaş,ne zannediyorsun kendini. 3.hazırlık maçında Hiddink'e sallamaya başladın.Hazılık maçlarında bu kadar saçmalarsan eleme maçlarında kimse durduramaz artık,Ntv ntvspor duyun sesimi.

Bizden biri,Johan Neeskens...



johan Neeskens;Fenerbahçe'ye kendi evinde mağlup olmuşsun,Ben 5,6 gün hasta oldum,Futbolcu gece eğlenmeye çıkmış,böyle olmaz!!!

MK

28 Mayıs 2010 Cuma

Spekülasyonlara son nokta.


Galatasaray Spor Kulübü’nün 2010-2011 sezonu sağlık destekçisi “Herkes İçin Sağlık” sloganıyla tüm Türkiye’ye sağlık hizmetlerini ulaştıran Medical Park Hastaneler Grubu oldu. Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Adnan Polat, Galatasaray Spor Kulübü Başkan Yardımcısı Yiğit Şardan ve Medical Park Hastaneler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Usta’nın katılımıyla 28 Mayıs 2010 tarihinde Swissotel’de düzenlenen imza töreninde; Medical Park Hastaneler Grubu’nun, Galatasaray Profesyonel Futbol A Takımı başta olmak üzere Galatasaray Spor Kulübü’nün sağlık hizmetlerinin destekçisi olduğu, aynı zamanda Galatasaray Bayan Basketbol ve Voleybol Takımları’nın da ana sponsorluğunu üstlendiği açıklandı.

Futbolcuların sağlığı Medical Park’a emanet!
Gerçekleştirilenişbirliği kapsamında; Galatasaray Profesyonel Futbol A Takımı başta olmak üzere Galatasaray Futbol Akademisi’nin sağlık sponsorluğunu üstlenen Medical Park Hastaneler Grubu böylece Galatasaray’ın tüm sporcu, teknik heyet ve çalışanlarının sağlık hizmetlerinin destekçisi olacak.

Galatasaray Medical Park Sağlık Merkezi
Galatasaray’ın ev sahibi olduğu stadyumlarda gerçekleşen müsabakalarda ambulans ve sağlık ekibi ile de hizmet verecek olan Medical Park Hastaneler Grubu, Florya Metin Oktay Tesisleri içinde Galatasaray Profesyonel Futbol A Takımı’nın kullanımına yönelik gerekli ekipmanların teminini de sağlayarak Takıma tam destek sunacak. Galatasaray Spor Kulübü Sağlık Ekibinin görev yapacağı Florya’daki tesisler, yeni sezonda Galatasaray Medical Park Sağlık Merkezi olarak anılacak.

Galatasaray Bayan Basketbol ve Voleybol takımları, 2010-2011 sezonunda sahalarda “Galatasaray Medical Park” olarak anılacak.
Sağlık desteğinin yanı sıra Galatasaray Bayan Basketbol (A) Takımı ve Bayan Voleybol (A) Takımı’nın ana sponsorluğunu da üstlenen Medical Park Hastaneler Grubu bununla beraber Galatasaray Basketbol Erkek (A) takımı ve Voleybol Erkek (A) takımları sağlık sponsorluğu ve Galatasaray Basketbol, Voleybol Altyapı takımlarının sağlık sponsorluğunu da üstleniyor. 2010-2011 sezonunda sahalarda “Galatasaray Medical Park” olarak anılacak takım, yeni sezona da iddialı giriyor.

http://www.medicalpark.com.tr/Haberler.aspx?id=40322996-ec7b-480c-b3a2-7e6ea522cb28

Galatasaray'ın "en sağlıklı" transferi: Medical Park.
Acıbadem son dönemde iyice antipatik gelmeye başlamıştı,malum sebepler,iddaalar,olaylar nedeniyle.Umarım sağlık ekibi konusunda da yenilikler olur.

Hayırlı olsun.

Sen oyna michael, sen oyna!!!


Bu ülkenin dini 'hristiyanlık' olsaydı;4 avrupa şampiyonası 1 dünya kupası 1 de olimpiyat oyunları organize ettirirlerdi.Ondan sonra 'No to racism' deyin,şerefsiz adi Haçlı zihniyetli köpekler,Bütün şampiyonalar sizin olsun beter olun ulan!!!!

21 Mayıs 2010 Cuma

I'm crazy like a fool,Good bye Harry Kewell...

Turkcell Süper Lig 'Yılın en Çirkef 11' ini seçtik

İsim isim açıklamaya gerek tüm kadro muhteşem sinerjileriyle (özelikle evlerinde oynadıkları maçlarda)yılın en çirkef 11'ini oluşturdular.Belki listeye diğer kuluplerden de futbolcular girebilirdi ama takımın dengeleriyle oynamak istemedim.

18 Mayıs 2010 Salı

Mehmet Batdal ve Serdar Özkan hayırlı olsun...


Sahadaki mücadelelerini görmeden, bu sene yapılan transferler hakkında hiçbir yorum yapmayacağım.Umarım ortak bir tavır olur...

MK

17 Mayıs 2010 Pazartesi

ŞAMPİYON BURSASPOR...


Futbolun adaletini gördüm bu akşam ilk defa...ONURlu mücadelesi için Trabzonspor'u ve sonuna kadar hakettikleri şampiyonluk için Bursaspor'u tebrik ediyorum.Önümüzdeki günlerde ayrıntılı sezon değerlendirmesi yaparız elbet,ama bugün aklıma aylar önce bursa'da dolaşırken berkan'ın söylediği söz geldi;Abi; BU ŞEHİR SİVAS'A BENZEMEZ.haklı çıktın kardeşim aylar öncesi şampiyonluğun havasına giren şehir haketti bu şampiyonluğu,hayırlı olsun.