Sayfalar

24 Temmuz 2010 Cumartesi

Mehmet, Topalinho olur mu?



Galatasaray’ımıza geldiği günü daha dün gibi hatırlıyorum Çanakkale Dardanelspor’dan… Japon harikası(!) Inamoto’yla aynı gün imzayı atmıştı. Ç.Dardanel’den gelmiş olması nedeniyle kendisine her zaman için ayrı bir sempatim olmuştur ki Dardanel’den gelen oyunculara her zaman ayrı bir desteğim olmuştur kendimce. Gelen her oyuncu hakkında da iyi kötü bilgim vardır.Topal da onlardan biriydi, iyi işler yapacağını düşünmüştüm ki yaptı da bence, her ne kadar bir kesime kendini hiçbir zaman beğendiremesede… Gelmiş olduğu ilk sezon kendisinden beklentilerin çok da yüksek olmaması nedeniyle olsa gerek bu çocukta muhteşem bir potansiyel var, şöyle iyi topçu olur böyle iyi topçu olur yorumları yapıldı ki bence oldu da, malum Valencia gibi bir takım da bir adamı durduk yere almaz, ama bu övgüleri yapanlar gün geçtikçe beğenmez oldular Topal’ı… Nedenini anlayamadım ama bunu Xaviniesta’nın futbola getirmiş olduğu insanüstü stilden kaynaklandığını düşünüyorum… Tabi bütün ligleri artık rahat rahat izleyebiliyoruz, millet de her sağ bekin maicon, sergio ramos; her orta saha oyuncunun da Xavi, Iniesta; her forvetin de David Villa gibi oynamasını bekliyor… Neyse yine de Cevat Hoca’yla gelen şampiyonlukta katkısı yadsınamaz, herkes en azından o şampiyonluktaki hakkını verir heralde….

Ben Topal açısından çok sevindim bu transfere. İlk tepkim de git koçum David Villa’yla, Silva’yla oyna olmuştu. Villa Barca’ya, Silva M.City’ye transfer oldu ama olsun önemli değil. Her işte bir hayır vardı deyip olaya Mehmet Topal açısında o şekilde bakarsak, geçen sene, saydığım adamlarla her maçını (Barca, Real maçları hariç tabiki belki biraz da Sevilla) kazanmak zorunda olan bir Valencia’dan; Deportivo, Villareal gibi deplasmanlarda beraberliği iyi bir sonuç olarak gören Valencia’ya dönüşüm, dolayısıyla daha kontrollü bir oyun anlayışı Topal’ın kendisini daha iyi göstermesini, daha çok göze batmasını sağlayabilir. Neticede alan kapatma ve top kapma özellikleri, kendisini eleştirenler tarafından bile beğenilen özellikleri. Camp Nou’ya, Barnebau’ya ayak basacak olması, Xavi’ye karşı oynayabilecek olması bile onun açısından bu transferi haklı kılmak için yeterli bir nedendir.

Şuna değinmedem geçemeyeceğim Topal’a pas atamıyor diyenleri hiçbir zaman anlayamadım, maçları nasıl izliyorsunuz bilmiyorum. Uzun pas konusunda bence Türkiye’nin en iyi oyuncusuydu. Kendi yarı alanının ortalarından ve orta yuvarlağın oralardan sağ ve sol açıklara(winger diye tabir edilen) attığı pasları nasıl görmezsiniz. Tamam topu ortadan dikine ileri taşıma konusunda eksikleri vardı, bazen yavaş kalırdı, topu 2,3 kere dürtmeden bazen pas atmaması gibi eksikleri vardı ama pas isabeti konusunda haksızlık etmemeliydiniz… Şimdi adamın bu pas özelliğini eleştirenler muhtemelen o pasları Valencia’da attığını görünce “Vayy bee adam kendini ne geliştirdi” yorumlarını yapacaklar ama hayır o adam oraya gidince Topalinho olmadı, kendini geliştirmedi, o pasları burada da atıyordu zaten. Hem nasıl olacak o iş, gider gitmez İspanya oksijenini solur solumaz mutasyona mı uğrayacak adam? Kendisini geliştirecek elbet ama o gelişim, topu oyuna daha hızlı sokma, daha hızlı düşünme ve topu ileri taşıma, ulaştırabilme, kısaca hücuma daha fazla katkı yapma konularında olur… Hee bir de muhtemelen antrenmanlar sırasında şutlarını gören hocası ve arkadaşları onun maç sırasında daha çok şut atması konusunda teşvik edeceklerdir. Hasan Şaş’ın, Necati’nin, Ayhan’ın olduğu takımda insan Juninho olsa şut atmaya korkar. Ben 20 yaşında Galatasaray’da Hasan Şaş’la oynasam aldığım bütün topları ona atardım muhtemelen korkudan. Sabri gibi altyapıdan gelmeyince tabi onun kadar rahat da olamazsın, önüne gelene vuramazsın, her frikiğin başına geçemezsin…

Malatya Belediyespor’dan Çanakkale Dardanelspor’a geldiği zaman, 1 hafta sonra arkadaşlarına terminalin yerini soran ve memleketine dönmek üzereyken arkadaşları tarafından geri döndürülen bir adam Mehmet Topal… Her ne kadar o zaman 16 yaşında bir “yeni yetme” olsa da, gurbete dayanamayıp memleketine dönmeyi düşünen birinden, kaç senedir hedefim Avrupa’da oynamak, Premier Lig’de oynamazsam gözüm açık gider diyen, her türlü riski alarak dünyanın en iyi liginin(bence), en iyi 3. takımına transfer olan birisine dönüşmek, bu düşünce evrimini gerçekleştirmek her türlü takdiri hak ediyor diye düşünüyorum… Başarılar Mehmet Topal….

BY.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder