Sayfalar

30 Temmuz 2010 Cuma

Aynı tas, aynı hamam...


Aslında hiç yazasım gelmiyor böyle sonuçlardan sonra, böyle bir küskünlük mü desem, kırgınlık mı desem hadi biraz da hayal kırıklığı ekleyelim, işte hepsinin karışımı bir şey oluyor, ne bir spor haberine bakasım ne okuyasım gelmiyor işte… Ama kısa bir özet geçelim yine de… Bu arada şimdiden kusura bakmayın, böyle sonuçlardan sonra öyle garip hissediyorum ki yazarken de cümlelere de pek dikkat etmiyorum. Şimdiden özür diliyorum bozuk ifadelerden dolayı vs…

Değişmesi gereken ama değişmeyen bir sürü şey var yine geçen sezondan, zaten hepimiz de gördük… En başta değişmesi gereken orta üçlü hala aynı, al Arda şu topu kurtar bizi mantığı, 2 metre ilerisine pas atamayan bir adet Barış Özbek. (Barış varken Sarp ve Ayhan’ı eleştirmeye vicdanım el vermiyor ki dakika 70e kadar takımın Arda’dan sonra en iyi ismiydi bence Ayhan). Hala yan topa çıkma özürlüsü bir kaleci (kaleci mi kaleci ne arar la bizde-Aykut’a ithafen- Çünkü ben şahsen Ufuk’a çok güveniyorum, Frank’ı 2 senedir eleştirebileceğim tek nokta Ufuk varken hala Aykut’a kaleyi vermesi). Zaten bu adam benim için Steaua Bükreş maçında bitmişti. Maçı izlerken Mehmet abimle birbirimize maç 2-0 olunca şimdi yeriz biz bi tane dememiz ve saolsun takımın da bizi mahçup etmemesi hatta 2 tane yemesi. Yenilen gollerden sonra Ali Samiyen’deki suskunluk, takımın ve seyircinin moral motivasyonunun sıfıra düşmesi (Hadi 2-2 olunca anlarım da 2-1ken bari taraftar takımı kendine getirsin, stadı cenaze evine döndürmenin anlamı yok). Sürekli sakat bir Milan Baros ve bunu bilmemize rağmen hala Baros dışında sadece bir forvetimizin olması (Allah Battalı korusun). Madem bu konuya girdik yine kampa yetişecek dendiği halde kampa yetişmeyen transferleri de ekleyeyim bu listeye maçtan bağımsız olarak. Daha ufak ayrıntılara girsem uzar gider bu liste…
Gözüme çarpan bir olumlu gelişmeyi de yazayım bari, hiç mi olumlu bir şey olmadı dün akşam demeyelim. Çünkü Frank Rijkaard’ın en çok önem verdiği konulardan birisi… Uzun top oynamamak, özellikle defans ve kalecinin topu uzun vurmaması. Dün başta Servet olmak üzere bütün oyuncular bu konuda azami gayret gösterdi ve hep kısa ve mümkün olduğunca kısa ve tek pas oynamaya çalıştılar. Frank bir senesine mâl olsa da en sonunda öğretti bir şeyler türk topçusuna. Öğrenmeme konusunda inatçı öğrenciler vardırya hani ilkokulda ama öğretmenler zorla öğretirler bir şeyleri, kaldırırlar tahtaya gerekirse iki saat uğraşırlar o çocukla ama öğretirler en sonunda bir konuyu, bir işlemi vs. , aynen o misal… Hemen kaba bir hesap yaparsak, Frank 10-15 sene kalırsa bu takımda belki total futbola falan yaklaşırız biraz…

Son olarak ne yapın edin bu turu geçin orada ey futbolcular, ligi o kadar önemsemem ama Avrupasız bir sezona tahammülüm yok…

BY.

Unutulanlar dışında, yeni birşey yok galatasaray'da...


Ben girişi yapayım,berkan gün içinde özetler mevcut durumu...

MK

27 Temmuz 2010 Salı

Transfer çıkmazı,alternatif pazarı.


Galatasaray dışında transfer listesinde alternatif bolluğu olan bir takım varmıdır çok merak ediyorum.Vay arkadaş,ne alternatifli bir listeymiş bir türlü asıl olanı bulamadık.Bu ne küçük düşürücü bir durumdur böyle.Oturursun teknik ekibinle gidecek olan futbolcular belirlenir,gönderirsin;hocanın takımda görmek istediği oyuncu listesi ile görüşür basarsın parayı alırsın.Bu kadar acizleşmenin gereği yok kimse kusura bakmasın.Aman efendim 10 taksite böldük,3 ayda taksit erteletebiliyoruz,100 tl'de bonus kazandık...Yazık gerçekten yazık.Kendi adıma yıldız diye nitelendirilen futbolcu transferi beklentim yok. Fakat, transfer edilecek futbolcu sezon sonu belirlenmez,tüm sezon boyunca izler,değerlendirir, şartları uygun hale getirir ve sezon sonu bu işi bitirirsin,bu böyledir.Kulup pek çok konuda atılım yaparken bazı konularda da geriye gidiyor.Mehmet Helvacı demecini hatırlıyorum dünya kupası bitmeden;Transfer için dünya kupasının bitmesini bekliyoruz.(Başkan hangi kupadan bahsetti acaba)
Haldun abi'de bugün itibariyle yok artık,yönetim içinde kriz iyice ayyuka çıktı,şimdi başkanın krizi nasıl yöneteceğini göreceğiz.

Umarım hep birlikte güzel günler görürüz.

MK

Jo Cole & Steven Gerrard



Aynı durum Serdar özkan için Arda turan'a yapılsaydı ne olurdu acaba?

Bizim paşazade sakatlanmış yine...şaşırmadım tabi


27.07.2010 14:50
Ülker İdman Raporu: 27 Temmuz 2010 Salı

Galatasaray, Avrupa Ligi 3. Ön Eleme Turu’nda OFK Belgrad ile Perşembe akşamı oynayacağı maçın hazırlıklarına bu sabah Florya Metin Oktay Tesisleri’nde yapılan antrenmanla devam etti.

Teknik ekibimiz Frank Rijkaard, Johan Neeskens, Nezih Ali Boloğlu, Albert Roca Pujol ve Carlos Cuadrat yönetiminde, futbolcularımız saat 10.00’da günün tek antrenmanı için Jupp Derwall Sahası'nda toplandı.

Futbolculara antrenman boyunca taktik çalışmalar uygulandı.Antrenmanın son bölümünde çift kale maç oynandı. Sabah idmanı yaklaşık bir buçuk saat sürdü.

Milan Baros takımdan ayrı düz koşularına devam etti. Aydın Yılmaz’ın tedavisi ise sürdürülüyor.

24 Temmuz 2010 Cumartesi

Mehmet, Topalinho olur mu?



Galatasaray’ımıza geldiği günü daha dün gibi hatırlıyorum Çanakkale Dardanelspor’dan… Japon harikası(!) Inamoto’yla aynı gün imzayı atmıştı. Ç.Dardanel’den gelmiş olması nedeniyle kendisine her zaman için ayrı bir sempatim olmuştur ki Dardanel’den gelen oyunculara her zaman ayrı bir desteğim olmuştur kendimce. Gelen her oyuncu hakkında da iyi kötü bilgim vardır.Topal da onlardan biriydi, iyi işler yapacağını düşünmüştüm ki yaptı da bence, her ne kadar bir kesime kendini hiçbir zaman beğendiremesede… Gelmiş olduğu ilk sezon kendisinden beklentilerin çok da yüksek olmaması nedeniyle olsa gerek bu çocukta muhteşem bir potansiyel var, şöyle iyi topçu olur böyle iyi topçu olur yorumları yapıldı ki bence oldu da, malum Valencia gibi bir takım da bir adamı durduk yere almaz, ama bu övgüleri yapanlar gün geçtikçe beğenmez oldular Topal’ı… Nedenini anlayamadım ama bunu Xaviniesta’nın futbola getirmiş olduğu insanüstü stilden kaynaklandığını düşünüyorum… Tabi bütün ligleri artık rahat rahat izleyebiliyoruz, millet de her sağ bekin maicon, sergio ramos; her orta saha oyuncunun da Xavi, Iniesta; her forvetin de David Villa gibi oynamasını bekliyor… Neyse yine de Cevat Hoca’yla gelen şampiyonlukta katkısı yadsınamaz, herkes en azından o şampiyonluktaki hakkını verir heralde….

Ben Topal açısından çok sevindim bu transfere. İlk tepkim de git koçum David Villa’yla, Silva’yla oyna olmuştu. Villa Barca’ya, Silva M.City’ye transfer oldu ama olsun önemli değil. Her işte bir hayır vardı deyip olaya Mehmet Topal açısında o şekilde bakarsak, geçen sene, saydığım adamlarla her maçını (Barca, Real maçları hariç tabiki belki biraz da Sevilla) kazanmak zorunda olan bir Valencia’dan; Deportivo, Villareal gibi deplasmanlarda beraberliği iyi bir sonuç olarak gören Valencia’ya dönüşüm, dolayısıyla daha kontrollü bir oyun anlayışı Topal’ın kendisini daha iyi göstermesini, daha çok göze batmasını sağlayabilir. Neticede alan kapatma ve top kapma özellikleri, kendisini eleştirenler tarafından bile beğenilen özellikleri. Camp Nou’ya, Barnebau’ya ayak basacak olması, Xavi’ye karşı oynayabilecek olması bile onun açısından bu transferi haklı kılmak için yeterli bir nedendir.

Şuna değinmedem geçemeyeceğim Topal’a pas atamıyor diyenleri hiçbir zaman anlayamadım, maçları nasıl izliyorsunuz bilmiyorum. Uzun pas konusunda bence Türkiye’nin en iyi oyuncusuydu. Kendi yarı alanının ortalarından ve orta yuvarlağın oralardan sağ ve sol açıklara(winger diye tabir edilen) attığı pasları nasıl görmezsiniz. Tamam topu ortadan dikine ileri taşıma konusunda eksikleri vardı, bazen yavaş kalırdı, topu 2,3 kere dürtmeden bazen pas atmaması gibi eksikleri vardı ama pas isabeti konusunda haksızlık etmemeliydiniz… Şimdi adamın bu pas özelliğini eleştirenler muhtemelen o pasları Valencia’da attığını görünce “Vayy bee adam kendini ne geliştirdi” yorumlarını yapacaklar ama hayır o adam oraya gidince Topalinho olmadı, kendini geliştirmedi, o pasları burada da atıyordu zaten. Hem nasıl olacak o iş, gider gitmez İspanya oksijenini solur solumaz mutasyona mı uğrayacak adam? Kendisini geliştirecek elbet ama o gelişim, topu oyuna daha hızlı sokma, daha hızlı düşünme ve topu ileri taşıma, ulaştırabilme, kısaca hücuma daha fazla katkı yapma konularında olur… Hee bir de muhtemelen antrenmanlar sırasında şutlarını gören hocası ve arkadaşları onun maç sırasında daha çok şut atması konusunda teşvik edeceklerdir. Hasan Şaş’ın, Necati’nin, Ayhan’ın olduğu takımda insan Juninho olsa şut atmaya korkar. Ben 20 yaşında Galatasaray’da Hasan Şaş’la oynasam aldığım bütün topları ona atardım muhtemelen korkudan. Sabri gibi altyapıdan gelmeyince tabi onun kadar rahat da olamazsın, önüne gelene vuramazsın, her frikiğin başına geçemezsin…

Malatya Belediyespor’dan Çanakkale Dardanelspor’a geldiği zaman, 1 hafta sonra arkadaşlarına terminalin yerini soran ve memleketine dönmek üzereyken arkadaşları tarafından geri döndürülen bir adam Mehmet Topal… Her ne kadar o zaman 16 yaşında bir “yeni yetme” olsa da, gurbete dayanamayıp memleketine dönmeyi düşünen birinden, kaç senedir hedefim Avrupa’da oynamak, Premier Lig’de oynamazsam gözüm açık gider diyen, her türlü riski alarak dünyanın en iyi liginin(bence), en iyi 3. takımına transfer olan birisine dönüşmek, bu düşünce evrimini gerçekleştirmek her türlü takdiri hak ediyor diye düşünüyorum… Başarılar Mehmet Topal….

BY.

22 Temmuz 2010 Perşembe

% 100 2 100lüler…



Evet sayın hocam, sayın Sergen Yalçın, sayın bilmem kim Real Madrid 17 yaşında Iker Casillas’a teslim etti kaleyi biz niye yapamıyoruz, biz niye alttan oyuncu çıkartamıyoruz, niye güvenmiyoruz genç oyuncularımıza bıdı bıdısını yaparsın yeri gelince sayın her şeyi bilen Güntekin abimiz… Iker Casillas örneğini de özellikle sık sık verirsin, sen de, Ntv’de çalışan herkes de verir bu örneği. İşte İspanyollar şöyle, adamlar böyle, bu yüzden ileriler hocam adamlar alttan yetiştiriyor dersin de dersin. Futboldan anlıyorsun tabi, Avrupa futbolunu takip ediyorsun. Peki sonra ne dersin? Evet Rıdvan hocam Ufuk Galatasaray kalesini koruyabilecek kapasitede mi? Sonra dersin ki muhtemelen Galatasaray bir de kaleci falan alacak. Hayır ulan almayacağız kaleci falan, Ufuk koruyacak kaleyi, var mı itirazın? Real Madrid alamıyor muydu bir kaleci zamanında, parası mı yoktu? 17 yaşında adama kaleyi teslim ederken o adamın çok mu tecrübesi vardı, yoksa ilk maçında 76343 tane gol mü kurtardı Casillas… İstese en kralını alırdı kaleye Madrid tabiki ama almadı işte, o adam da 18 yaşında İspanya kalesini korumaya başladı, o adam Iker Casillas oldu işte… Ayrıca Victor Valdez’in ilk sezonunu da hatırlatırım sana, o da dünyanın en iyi takımının kalesini koruyor şu anda… Dün Ufuk hatalı bir gol de yemedi, ne demek hocam Ufuk yeterli mi, Galatasaray bir kaleci daha alacak… Eee Real’i övüyosun, diyosun ki hocam adamlar güveniyor, biz de güveniyoruz işte Ufuk’a verdik kaleyi, geliştirecek kendisini, koruyacak kalemizi.. Niye sallıyosun şimdi çocuğa.. İki tane kendi ülkelerinin en büyük takımları, ikisi de kalelerini iki genç insana teslim ediyor, fakat yapılan yorumlar farklı… İki yüzlüsünüz olum işte alayınız aynı, demekki o koltuğa oturunca o dakikaları doldurmak için her önünüze sallayacaksınız, değişmeyeceksiniz… Ama sokağa çıksan sorsan; Rıdvan, Güntekin bu ülkede futboldan en iyi anlayan adamlar dimi.. Af edersiniz ama bi boktan anlamıyosunuz… Rıdvan bir de diyor ki son dakikada Cumhur diye bi çocuk sokuyo oyuna Rijkaard bu çocuk oynayacak mı sanki bir daha.. Oynayamaz tabi o çocuk bir daha, sizin gibiler yüzünden Ne Cumhurlar oynayabilir ne de Ufuklar, 3 büyükler diye tabir ettiğimiz takımlarda… 2 maç üstüste oynatsa Cumhur’u, başlarsınız bu adam Galatasaray’da oynayabilecek kapasitede mi diye konuşmaya…



“Güntekin ben sana 60 tane Lorik Cana” bulurum… Güntekin ben de sana 600000 tane Rıdvan Dilmen bulurum hem öyle senelik bilmem kaç milyon dolar vermenize de gerek yok… Yok efendim düz oyuncuymuş, yok efendim Mustafa Sarp ondan daha iyimiş, ulan bi dur bee bi durun sizde insaf, vicdan yok mu be kardeşim adam geleli 2 gün olmuş 45 dakikada nasıl verdin notunu adamın, sana söyleyecek bir şey bulamıyorum(yoksa küfür edecem şimdi), harbiden şeytan gibi adamsın… Bi de arkasından diyosun ki yine de biraz bekleyelim bla bla bla.. Hani yarın öbür gün pişman olacak olursa bu yorumlarından ötürü, açık kapı da bırakıyor bey efendi, dönebilir yani söylediklerinden… Şeytanya tabi o akıllı herkes salak… Sen söyleyeceğini söyledin Rıdvan ilerde kıvırma tamam mı bu adam hakkında konuşurken.. Hee bu arada haklı da çıkabilirsin, istediğimizi alamayabiliriz Cana’dan, ama 45 dakikada adamı yargılayıp, analiz etmenin “aptallık”tan başka bir şey olmadığı gerçeğini değiştirmeyecek bu… Bu arada biz adamı iki yönlü orta saha oyuncusu diye almadık zaten, Mehmet Topal’ın yerine tipik bir ön libero olarak aldık, onu da hatırlatayım sana…

“Hocam flemenkçe bilmiyorum ama Hollandalı gazetecinin sorusuna şöyle bir cevap verdi Frank Rijkaard: Kewell, Baros, Neill dedi, heralde bu oyuncular elimde yoktu dedi ama Elano’yu saymadı, Elano sayılmaz mı hocam?” Mr. Şeytan da cevap veriyor: “Sayılmaz mı Güntekin, Brezilya milli takımının oyuncusu, önce o sayılır…” Uvvv, çaaaattt,paaattt, küüütttt, ulan laflara bak beee, ne laf soktular Frank’a, adamlar anlıyor arkadaş toptan yaa.. Ulan geçen sene siz sallamadınız mı Elano’ya bütün sezon bu adam topçu değil vs vs… En çok eleştirdiğiniz adamdı bu adam… Ne oldu şimdi.. Ama olsun Frank’a sallamak olsun da her şeyi kullanırsınız dimi siz, tükürdüğünüzü de yalarsınız gerekirse, no problemo… Afferin size…

Rıdvan şimdi diyorsun ki Aykut Hoca’nın tartışılması anlamsız, en iyi seçim vs… Umarım 3-5 hafta sonra eski arkadaşını satmazsın da bir ilki gerçekleştirirsin kendi adına… Aykut’un tökezlediği dönemlerde umarım başka bir günah keçisi çıkar karşına…



Son bir söz Burcu Esmersoy’a… Kaç senedir ekran karşısındasın, hala iki kelimeyi yan yana getirip doğru düzgün bir cümle kurup haber sunamıyorsun. Haber sunarken anlamsız anlamsız gülmeler mi dersin, ciddiyetsizlik mi dersin hepsi had safhada… Önce bunları düzelt, ondan sonra yorum yapmaya kalk tamam mı? Bi de yorum yapmadan önce o haber hakkında her şeyi bilmek lazım tabi… O yüzden dünkü maçtan sonra Galatasaraylı futbolcularla taraftar arasındaki sürtüşmede Arda Turan’ı görüntülerde görüp, Arda kendini fiziksel olarak hazırlamış yeni sezona ama psikolojik olarak hazırlayamamış bla bla bla demek sana düşmez. Zira olayın iç yüzünü bilmeden, Arda’nın takım kaptanı olduğunu unutarak (olaylara müdahale etme gereği duymuş olabilir haklı olarak) dün gece yapmış olduğun yorumlar “boş konuşmuş olmaktan” ileri gitmez…

BY.

21 Temmuz 2010 Çarşamba

Ne dostluğu lan!!!

Rıdvan Dilmen'e; Sana adam diyorlar ya hani; bence sana adamlığı balyozla çaksan girmez...

Yönetim'e ; Bu maç için ne kadar para aldınız bilmiyorum ama yazıklar olsun. Hala anlayamadınız bunlarla dost olunamayacağını. Bilica ve saz arkadaşları... Maç yayını baştan aşağı taraflı, yayıncı kuruluş kim doğan tv ; ulan ercan saatçi orospu çocuğuyla bile röpörtaj yaptılar siz ne yapıyorsunuz yaa,taraftarın sabrını mı ölçüyorsunuz? Bu zamana kadar koşulsuz gönülden destekliyordum adnan polat başkanı ama bugunden itibaren taraftar olarak sorgulamaya başlayacağım.

Rijkaard'a ; Hocam sana ne lafım olabilirki, belliki götünle gülüyorsun olan bitene fakat anlamakta zorluk çektiğim bir konu 4-3-3 diyoruz iyi güzelde bu nasıl 4-3-3 herkes top Arda'ya gelsin nasılsa o birşeyler yapar modunda...

Dahada söyeleyecek lafım yok çok gerildim altı üstü hazırlık maçı sokayım böyle hazırlık maçına...
MK.

19 Temmuz 2010 Pazartesi

Tekrar hoşgeldin Adamım...


Yengeyle çocukları da getirsen be hacı,biz çok sevdik seni hiç gitme kal bu ülkede senden öğreneceğimiz daha çok şey var...

13 Temmuz 2010 Salı

Aydın Yılmaz...


Sana verilen emek,değer,şans,ayrıcalıklar yakın geçmişte hiçbir genç futbolcuya verilmedi.Şimdi görüyorum ki bir şans daha verilmiş sana dönmüşssün takıma sezon öncesi kamptasın...Dünya sana güzel.

Hani bu sene formanın hakkını veren futbolcular görecektik takımda?

MK.